Bağlanma stili, kişinin kendisini ve çevresini nasıl algıladığını, seçimlerini, kararlarını, baş etme becerilerini, romantik ve yakın ilişkilerini belirlemektedir. Bağlanma, hayatımızdaki en temel duygusal ihtiyaçlardan biridir. Çocukken anne babamızla kurduğumuz ilişki, büyüdüğümüzde romantik ilişkilerimizi nasıl yaşadığımızı büyük ölçüde etkiler. Bizi seven ve değer veren bir ortamda büyüdüysek, ilişkilerimizde de sevgiye ve güvene dayalı bir yaklaşım benimseriz. Ancak çocuklukta yaşanan ihmal, reddedilme ya da tutarsızlık, yetişkinlikte kurduğumuz bağların dengesini bozabilir.
devamını oku
Bağımlı kişilik bozukluğu
Bağımlı kişilikler yalnız karar veremeyen, kendi başlarına girişimlerde bulunamayan, eyleme geçemeyen ve sorumluluk alamayan kişilerdir. Bu kişiler yalnız karar vermekte aşırı derecede zorluk çekerler. Boyun eğicidirler ve yaşamlarını anlamlandırma ve yönlendirmede başkalarına bel bağlarlar. İsteyici ve alıcıdırlar; ama vermeyi bilmezler. Örneğin, iş aramaları gerekiyorsa, bunu aile üyelerinden bekler; fakat evdeki ufak işlere katkıda bulunmak işine gelmez. Sanki başkaları ona borçluymuş gibi davranır. Bu tutum ve davranışlar küçük bir çocuğun davranışlarını anımsatır.
Pasif ve yapışkan davranırlar. Kendi haklarını aramaktan yoksundurlar ve başkalarının isteklerine boyun eğerler. Yanlarında onları koruyan, destek veren veya bakan biri olmazsa çok tedirgin ve güvensiz hissederler.
Bağımlı kişiler diğer insanların yaşamlarıyla ilgili inisiyatif almalarına ve sorumluluk almalarına izin verirler. Bu bozukluğa sahip yetişkin kişiler nerede yaşayacaklarını, ne iş yapmaları gerektiğini ve hangi insanla arkadaşlık edeceğini ebeveynine veya partnerine sorar. Ergenler ise giyeceği kıyafeti, kiminle vakit geçireceğini, hangi okulu seçmesi gerektiğini bilemez ve bu seçimlerin hepsini ebeveynlerine bırakırlar. Bağımlı oldukları kişiyle ilişkilerini koruyabilmek için muazzam bir zaman ve enerji harcarlar.