Ertelenmiş Mutluluk Sendromu

Hayatta bazen özlemini çektiğimiz ancak güçlükle elde edebildiğimiz soyut şeyler için çaba sarf ediyoruz. Bu bazen hiç bitmek bilmeyen özlem duygumuzun altında yatan mutsuzluktan kaynaklanıyor olabilir. Hadi, birlikte mutluluk, mutsuzluk, ertelemek gibi durumlar üzerine biraz konuşalım.

Günlük yaşamımız içerisinde yoğun, stresli dönemlerden geçerken hepimiz kendi kendimize bir şeyler konuşuruz. Genellikle bu konuşmaların temelini; yaptığımız, ihmal ettiğimiz veya yapamadığımız şeyler hakkındaki iç hesaplaşmalarımızı oluşturuyor. Başardığımız, ihmal ettiğimiz, gerçekleşmesini hayal ettiğimiz bir şeyler hakkında konuşurken genellikle belirli kelimelerle konuşmaya başlarız.

 

Örneğin, başardığımız, varlığından memnuniyet duyduğumuz bir şeyler hakkında konuşurken ‘iyi ki’ diye başlarız. İhmal ettiğimiz şeyler hakkında konuşurken ‘eğer’ diye başlarız. Yanlış veya açıklamaya ihtiyaç duyduğumuz konular hakkında ‘ama’ ile başlar ve kendimizi daha iyi ifade etmeye çalışırız. Geçmiş veya gelecek hakkında konuşurken ise ‘keşke’ şeklinde hayallerimiz, beklentilerimizden bahsederiz. Peki bütün bu cümlelerin altında yatan asıl anlam nedir?
devamını oku

Hayaline 5 saniye uzaksın!

“Yarın kesin başlıyorum.

Sabah yapacağım ilk iş bu olacak!

Bu bölümü de izleyip hemen başlıyorum.

Şimdi hazır hissetmiyorum, hazır olduğumda yapmayı planlıyorum…”

Bu yazımda zaman zaman hepimizin maruz kaldığı motto olarak da bilinen ‘hayatın akışını yakalamak’ ya da ‘anı yaşamak’ sloganlardan bahsetmek istemiyorum. Bunlar yerine sana fayda sağlayacak bir farkındalık kazandırmak istiyorum. Ama bütün bu bahaneler ertelediğin şeyler için savunma mekanizman tarafından sana altın tepsi ile sunuluyor.

Eğer sorumlulukların bugününü etkilemeden yarın sorun haline gelebilir. Küçük bir kar topunun çığ olduğunu unutmamalısın.

Bu yazımda sana televizyon programı sunucusu Mel Robbins’in bir konuşmasında bahsettiği: 5 saniye Kuralından bahsetmek istiyorum. Kuralın daha anlaşılır olması için beynimizin çalışması hakkında kısa bir bilgilendirmenin faydalı olacağını düşünüyorum.
devamını oku

Obsesif kompulsif bozukluk

Bu psikolojik rahatsızlığı iki ayrı başlık olarak ele almamız gerekecektir. Bunlar sırasıyla obsesyon ve kompulsiyon olmak üzere iki ayrı evre ve belirtilerdir.

Obsesyon; kişinin zihninden atamadığı, istenmeyen, takıntılı düşünce, fikir ve görüntüler olarak tanımlanır.

Herkesin zihninde zaman zaman kendisini rahatsız hissetmesine neden olan, alışılmadık düşünceler belirebilir ancak bu düşünceler her ne kadar şaşırtıcı hatta korkutucu olsa da günlük hayata devam etmeye engel taşımaz. Ancak obsesif kompulsif bozukluk rahatsızlığına sahip bireyler için bu tür düşünceler zamanlabüyük bir stres ve rahatsızlık kaynağı haline gelebilir.

devamını oku