Erteleme! iki dakikada yap

Dünya üzerinde en nitelikli düşünme sistemine sahip canlılar şimdilik insanlardır. Aynı zaman da hayal kurup, gerçekleştiren ve bundan mutluluk duyan, haz alan bilinçli varlıklar olarak da pek çok düşünme biçimine de sahibiz. Yaşamdan zevk alan her bireyin hayali ve hedefleri olduğunu biliyoruz. Peki başarmış olmanın verdiği mutluluğu yaşamana engel olan şey nedir?

Şu an önüne çıkan engelleri düşünmüş olabilirsin. Evet, ertelemek de bunlardan biri ve bazen en kararlı anı kollayıp ‘bunu şimdi yapmasan da bir sorun çıkmayacak’ diye hepimizi alt eder. Gelecekte uyandığın bir gün hayatın daha güzel ve hayallerindeki gibi bir hayata kavuşacağını umut ediyorsun. Umarım her birimiz hayallerimizdeki gibi yaşarız. Ama bunun için şimdi çalışmaya başlamazsan inan gelecekte bir gün ile hiçbir şey değişmeyecek. Unutma hayallerini gerçekleştirebilmek için şimdi çalışmaya başlamalısın, yarın geç olabilir. Hep beklediğin ve hayallerindeki o gün, şimdi bir şeyleri değiştirmezsen gelmeyebilir, Gelse dahi beklediğin bir sabaha uyanamayabilirsin.

Aslında bunun için yapabileceğin pek çok şey var.  Bu yazımda bu yöntemlerden biri olan İki dakika kuralı’ndan bahsetmek istiyorum. Herkes buna bir kural adını veriyor. Ama ben kural demek istemiyorum. Kural dediğimde beyninde otomatik düşünceler harekete geçip bunun olumsuz, faydasız bir yöntem olduğunu söyleyebilir. Ben buna bir bakış açısı, sorunlarına ve gündelik sorumluluklarını çözmek açılmış yeni bir pencere demek istiyorum. Ama bu da çok uzun bir cümle oluyor. 🙂

Neyse gelelim İki dakika kuralına, ‘İş Bitirici’ adlı kitapta bahsedilen bir düşünme biçimidir. Asıl adı ‘Getting Things Done’ olan David Allen’in tavsiye edeceğim güzel bir kitabıdır.

 

İki Dakika kuralı tam olarak şu şekildedir;

  • İki dakikadan az sürecek işler varsa hemen yap
  • Eğer bir işi İki Dakika içerisinde bitirebileceksen onu erteleme
  • İki dakikadan uzun sürecek bir iş varsa bunlar için başlangıçta 2 dakika ayır.

 

Evet kural bu kadar kolay ve uygulaması da güzel ve çözüm odaklı bir yöntem diyebilirim. İlk duyduğunda ‘Bu ne? Bunu zaten yaparım, hem yapmasam ne olur? Çok saçma’ şeklinde düşünebiliyor insan… Ama bunu uzun vadede bir yöntem olarak uygulamaya başladığında faydasını görüyorsun.

Örneğin yürüyüşe çıkacaksın, 40 dakikalık bir akşam yürüyüşü programın var. Yoğun yorucu bir günün sonuna doğru gelirken ‘Bu akşam da yürümeyeyim, ne olacak’ diye düşünüyorsun.

Gel bu örneğe bir de iki dakika kuralına göre bakalım.

Rutin yürüyüşe çıkıp 40 dakika yürüyecek olman buna engel değil. Burada yapman gereken ilk hamle koşu için hazırlanman ve evden çıkman. Kıyafetini, ayakkabını ve müzik dinleyebileceğin bir aleti hazırlayıp evden çıkman 2 dakika sürüyor. Geriye kalan tek şey eylemi tamamlamak oluyor.

Tek cümleyle özetleyecek olursam; işi düşünmek yerine o işi yapmak

 

İki dakikadan daha uzun

Evet bazen iki dakika yetmeyebilir. Eğer yapmaya çalıştığın şey iki dakikadan uzun sürüyorsa onu belirli aralıklarla iki dakika olacak şekilde yapmayı deneyebilirsin.

Bu yöntemi kendine göre düzenleyebilirsin.

Kendi zamanlamanı yapıp 2 dakika değil 4 dakika yapabilirsin.

 

Şimdilik bu yöntem ile erteleme düşüncesine engel olalım. Diğer yazılarımda da ertelemeye dair farklı yöntemleri anlatmaya devam ediyor olacağım.

 

Psikolog Burak AKKAYA