Adaptasyon: Organizmanın çevresel koşullara uyum sağlama süreci.
Aile Terapisi: Aile içi ilişkileri ve iletişimi güçlendirmeye odaklanan terapi türü.
Algı: Duyusal bilgilerin anlamlandırılması süreci.
Aleksitimi: Duyguları tanıma ve ifade etmede yaşanan güçlük.
Alt Benlik: Freud’un yapısal kuramında, içgüdüsel dürtüleri temsil eden ID’in halk dilindeki karşılığı.
Anksiyete: Nedeni belirli ya da belirsiz olan yoğun kaygı hali.
Antisosyal Kişilik Bozukluğu: Toplum kurallarına uymama ve empati eksikliğiyle tanımlanan kişilik örüntüsü.
Arketip: Jung’a göre insanlığın ortak bilinçdışında yer alan evrensel semboller.
Asimilasyon: Yeni bilgilerin mevcut zihinsel yapıya uyarlanması süreci.
Ayna Nöronlar: Başkasının davranışlarını gözlemlediğimizde etkinleşen, empatiyle ilişkili beyin hücreleri.
Bağlanma: Çocuğun bakım verenle kurduğu ilk duygusal ilişki biçimi.
Bağlanma Kuramı: Bowlby tarafından geliştirilen, erken bağlanmanın yetişkin ilişkilerini etkilediğini açıklayan kuram.
Bastırma: Rahatsız edici duygu ve düşüncelerin bilinçten uzaklaştırılması.
Bedenselleştirme: Psikolojik sıkıntıların bedensel belirtilerle ifade edilmesi.
Benlik: Kişinin kendine dair algısı ve kimlik duygusu.
Benlik Saygısı: Kişinin kendine verdiği değer.
Benlik Kurgusu: Kişinin kendi hikayesini nasıl algıladığı ve anlamlandırdığı yapı.
Bilgi İşleme: Zihnin bilgiyi alma, depolama ve geri çağırma süreçleri.
Bilinç: O anda farkında olunan duygu, düşünce ve algıların toplamı.
Bilinçdışı: Farkında olunmayan ancak davranışları etkileyen zihinsel süreçler.
Biliş: Düşünme, öğrenme, hatırlama gibi zihinsel süreçlerin genel adı.
Bilişsel Çarpıtma: Gerçekliği saptıran, sistematik düşünce hataları.
Bilişsel Davranışçı Terapi: Düşünce, duygu ve davranış ilişkisine odaklanan terapi yaklaşımı.
Bilişsel Şema: Yaşantılar sonucu oluşan ve olayları yorumlama biçimimizi belirleyen zihinsel kalıplar.
Bilinçli Farkındalık: Şu ana odaklanma ve yargısız gözlem becerisi.
Bipolar Bozukluk: Depresyon ve mani dönemleriyle seyreden ruhsal bozukluk.
Borderline Kişilik Bozukluğu: Terk edilme korkusu ve duygusal dengesizlikle karakterize kişilik örüntüsü.
Çağrışım: Bir kavramın başka bir kavramı akla getirmesi.
Çatışma: Birbiriyle çelişen düşünce, duygu veya dürtülerin yarattığı içsel gerilim.
Çekirdek İnanç: Kişinin kendisi, dünya ve başkaları hakkında geliştirdiği temel düşünceler.
Çocukluk Travması: Erken dönemde yaşanan ve yetişkinlikte davranışları etkileyen olumsuz deneyimler.
Çözülme (Dissosiyasyon): Kişinin kendinden veya çevresinden kopması.
Denge (Homeostazi): Organizmanın iç dengesini koruma eğilimi.
Denial (İnkar): Acı verici gerçeği yok sayarak kaygıdan korunma.
Depresyon: Süreğen mutsuzluk, ilgi kaybı ve enerji düşüklüğü ile seyreden duygudurum bozukluğu.
Direnç: Terapi sürecinde değişime karşı bilinçdışı kaçınma eğilimi.
Duygusal Regülasyon: Duyguları fark etme, yönetme ve uygun şekilde ifade etme becerisi.
Duygusal Yoksunluk: Sevgi, ilgi ve anlayış eksikliğinin yarattığı duygusal boşluk.
Duygusal Zeka: Kişinin duygularını tanıma, yönetme ve başkalarıyla empatik ilişkiler kurma yeteneği.
Empati: Başkasının duygularını anlama ve hissetme becerisi.
Ego: Gerçeklikle uyumlu hareket eden, benliği düzenleyen yapı.
Ego Savunma Mekanizmaları: Kaygıyı azaltmak için geliştirilen bilinçdışı psikolojik stratejiler.
Eşduyum: Danışanın duygusal deneyimine derin bir anlayışla yaklaşma hali.
Eylemleştirme (Aktifleşme): Duygu ya da düşüncenin doğrudan davranışla ifade edilmesi.
Yansıtma: Kişinin kabul edemediği duygu ya da düşüncelerini başkalarına atfetmesi.
Bastırma: Rahatsız edici duygu ve düşüncelerin bilinçdışına itilmesi.
İnkar: Kişinin acı verici bir gerçeği reddederek yok sayması.
Rasyonalizasyon: Olumsuz davranışları mantıklı gerekçelerle açıklama çabası.
Yüceltme: Kabul edilemeyen dürtülerin sosyal olarak kabul gören davranışlara dönüştürülmesi.
Karşıt Tepki Geliştirme: Kişinin içsel olarak hissettiğinin tam tersini göstermesi.
Regresyon: Stresle birlikte daha çocukça davranış biçimlerine geri dönülmesi.
İzolasyon: Duygu ve düşüncelerin birbirinden ayrılarak hissizleşme hali.
Yer Değiştirme: Asıl hedefe yöneltilemeyen duygunun, daha güvenli bir hedefe aktarılması.
Telafi: Kişinin eksik hissettiği bir alanı başka bir başarıyla dengeleme çabası.
Duygusal Regülasyon: Duyguları fark etme, düzenleme ve uygun biçimde ifade etme becerisi.
Travma: Kişinin başa çıkma kapasitesini aşan olayın yarattığı psikolojik etki.
Başa Çıkma Mekanizması: Stres ve duygusal zorlanmalarla baş etmede kullanılan bilinçli stratejiler.
Direnç: Değişim veya farkındalığa karşı gösterilen bilinçdışı savunma tepkisi.
Savunma Mekanizması: Kaygıyı azaltmak için bilinçdışı geliştirilen psikolojik koruma yöntemi.
Kendini Sabote Etme: Kişinin bilinçdışı biçimde kendi başarısını engellemesi.
Öz Şefkat: Kişinin kendi hatalarına anlayış ve merhametle yaklaşabilmesi.
Öz Değer: Kişinin kendine biçtiği içsel değer algısı.
Psikolojik Sınır: Kişinin kendi duygusal alanını koruyabilme kapasitesi.
Empati: Başkasının duygularını anlayıp hissetme becerisi.
Suçluluk Duygusu: Gerçek ya da hayali bir hatanın yarattığı içsel rahatsızlık duygusu.
Utanç: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme korkusuna dayalı yoğun duygusal tepki.
Pişmanlık: Geçmiş bir davranışa yönelik keşke duygusuyla ortaya çıkan içsel sıkışma hali.
Kıskançlık: Kaybetme korkusu ve yetersizlik hissiyle birleşen olumsuz duygu.
Öfke: Kişisel sınırların ihlali sonucu ortaya çıkan temel bir duygusal tepki.
Pasif Agresiflik: Öfkenin dolaylı, gizli yollarla ifade edilmesi durumu.
Duygusal Manipülasyon: Başkalarının duygularını kendi çıkarı için yönlendirme davranışı.
Psikolojik Şiddet: Sözel, duygusal veya manipülatif yollarla zarar verme biçimi.
Kendini Kandırma: Gerçeği çarpıtarak kendi duygusal dengesini korumaya çalışma.
Yüceltme Mekanizması: İçgüdüsel dürtüleri yaratıcı veya toplumsal olarak kabul gören biçimlere dönüştürme süreci.
Farkındalık: Kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını yargısızca gözlemleyebilme becerisi.
Katarsis: Bastırılmış duyguların ifade edilerek duygusal boşalım sağlanması.
Objektif Test: Standart ölçütlerle uygulanan ve yorumlaması nesnel olan psikolojik test türü.
İçgörü: Kişinin kendi iç dünyasını, davranışlarının nedenlerini fark etme kapasitesi.
Negatif Pekiştirme: Hoş olmayan bir durumun ortadan kalkmasıyla davranışın tekrarlanma olasılığının artması.
Karmaşa (Ambivalans): Aynı anda zıt duyguların yaşanması hali.
Yansıtma: Kişinin kabul edemediği duygu ya da düşünceleri başkalarına atfetmesi.
Terapötik İttifak: Terapist ve danışan arasında güvene dayalı iş birliği ilişkisi.
Kendilik Nesnesi: Kohut’un nesne ilişkileri kuramında, bireyin benliğini destekleyen önemli kişiler.
Şema: Yaşantılar sonucu oluşan ve gelecekteki olayları yorumlama biçimimizi etkileyen zihinsel kalıplar.
Otobiyografik Bellek: Kişinin kendi yaşamına ait anı ve deneyimlerini depoladığı bellek sistemi.
Empatik Anlayış: Karşıdakinin iç dünyasını yargısızca anlamaya çalışma hali.
Travma Sonrası Büyüme: Zorlayıcı bir olay sonrası kişisel gelişim ve dayanıklılığın artması.
Saldırganlık: Kasıtlı olarak zarar verme davranışı ya da eğilimi.
Anlam Arayışı: Yaşam deneyimlerinde bütünlük ve anlam bulma çabası.
İç Çocuk: Çocukluk döneminden taşınan duygusal ihtiyaçları ve yaraları temsil eden içsel parça.
Aktarım: Danışanın geçmişteki duygularını terapiste yönlendirmesi.
Karşı Aktarım: Terapistin danışana yönelik bilinçdışı duygusal tepkileri.
Disosiyasyon: Aşırı stres altında kişinin kendini veya çevresini gerçek dışı hissetmesi.
Dürtü: Davranışı başlatan içsel enerji veya ihtiyaç.
Motivasyon: Davranışları yönlendiren içsel ve dışsal güçlerin toplamı.
Kendini Sabotaj: Başarı ya da mutluluğu engelleyen bilinçdışı davranış kalıpları.
Kişilik: Bireyin düşünce, duygu ve davranış biçimlerinin bütünsel örüntüsü.
Nevroz: Gerçeklikle bağlantısını yitirmeden kaygı temelli içsel çatışmalar yaşama hali.
Psikoz: Gerçeklik algısında ciddi bozulma, sanrı ve halüsinasyonlarla seyreden durum.
Kompulsiyon: Kaygıyı azaltmak amacıyla yapılan tekrarlayıcı davranışlar.
Obsesyon: İstenmeden gelen, rahatsız edici düşünce ya da imgeler.
Rüya Yorumu: Freud’un, bilinçdışını anlamada rüyaların sembolik dilini çözümleme yöntemi.
Deneyimsel Kaçınma: Kişinin olumsuz duygulardan kaçınmak için düşünce ve davranışlarını bastırması.
Kendini Kabul: Kusurlarıyla birlikte kendine karşı anlayış ve şefkat gösterebilme hali.
İçsel Eleştirmen: Kişinin zihninde sürekli onu yargılayan, değersizleştiren iç ses.
Yetişkin Benlik: Duygusal tepkilerini düzenleyebilen, olgun kararlar alabilen benlik yönü.
Çocuk Benlik: İçgüdüsel, duygusal ve saf yönü temsil eden benlik parçası.
Ebeveyn Benlik: Otorite, kurallar ve eleştirel sesin kaynağı olan benlik parçası.
Yas Süreci: Kayıp sonrası yaşanan duygusal uyum süreci.
Red (Reddetme): Kişinin kendine ya da başkasına ait bir durumu kabullenememesi.
Utanç Döngüsü: Kişinin kendi kusurlarına odaklanarak kendini cezalandırmasıyla süregelen kısır döngü.
İçsel Boşluk: Duygusal olarak doyumsuzluk ve anlamsızlık hissi.
Kendini Keşfetme: Kişinin içsel kaynaklarını, değerlerini ve potansiyelini fark etmesi süreci.
Kendine Güven: Bireyin kendi yeterliliğine dair inancı.
Savunma Mekanizmaları: Bilinçdışı şekilde kaygıdan korunmak için geliştirilen psikolojik stratejiler.
Psikoterapi: Duygusal, bilişsel veya davranışsal sorunları konuşma yoluyla ele alan profesyonel yardım süreci.
Kognitif Esneklik: Yeni durumlara uyum sağlama ve farklı bakış açıları geliştirebilme becerisi.
Köken Aile: Bireyin doğduğu ve ilk duygusal öğrenmelerini yaşadığı aile sistemi.
Psikolojik Dayanıklılık: Stres ve travmaya rağmen toparlanma kapasitesi.
Bilinçdışı İletişim: Sözcüklerin ötesinde, jest, mimik ve tonlamayla aktarılan duygu iletileri.
İlişkisel Travma: Yakın ilişkilerde güvenin sarsılması sonucu gelişen duygusal yaralanma.
Tetiklenme: Geçmiş bir olayın duygusal izlerinin, güncel bir olayla yeniden aktive olması.
Sınır İhlali: Kişisel, duygusal veya fiziksel alanın saygısızca aşılması durumu.
İçsel Sessizlik: Kişinin zihninde gürültüye rağmen duygusal dengeye ulaşabilme hali.
Benlik Uyumlanması: Kişinin davranışlarının içsel değerleriyle tutarlı hale gelmesi.
Duygusal Tetiklenme: Geçmişte yaşanan bir olayın duygusal izlerinin, güncel bir olayla yeniden harekete geçmesi.
Travmatik Bağ: Kişinin kendisine zarar veren biriyle kurduğu yoğun ama sağlıksız duygusal bağ.
Psikolojik Güvenlik: Bireyin kendini ifade ederken yargılanmayacağına dair hissettiği içsel güven.
Kaçınmacı Bağlanma: Yakın ilişkilerde mesafeyi koruma ve duygusal yakınlıktan kaçınma eğilimi.
Kaygılı Bağlanma: Terk edilme korkusu ve onay ihtiyacıyla karakterize ilişki biçimi.
Kendilik Farkındalığı: Kişinin duygularını, ihtiyaçlarını ve davranışlarını tanıyabilme becerisi.
Psikolojik Esneklik: Zorlayıcı duygulara rağmen değerler doğrultusunda hareket edebilme kapasitesi.
İlişki Döngüsü: Kişinin geçmiş deneyimlerinden kaynaklı olarak ilişkilerde tekrar eden davranış örüntüleri.
Terapötik Sınır: Terapist ile danışan arasındaki profesyonel çerçeveyi koruyan etik mesafe.
Direnç Mekanizması: Kişinin terapi sürecinde duygusal yüzleşmeden kaçınmak için gösterdiği bilinçdışı savunma.
Yeniden Ebeveynlik: Terapide, danışanın çocuklukta eksik kalan ihtiyaçlarının terapötik ilişki aracılığıyla karşılanması.
Kendini Gerçekleştirme: Maslow’un tanımladığı, bireyin potansiyelini tam olarak ortaya koyduğu gelişim düzeyi.
Anlam Boşluğu: Bireyin yaşamında yön ve anlam kaybı yaşaması durumu.
Duygusal İhmal: Çocuğun duygusal ihtiyaçlarının fark edilmemesi veya karşılanmaması.
Psikolojik Sınır İhlali: Başkasının duygusal alanına izinsiz müdahale edilmesi.
İçe Dönüklük: Enerjisini iç dünyasından alan, sessizlikte ve yalnızlıkta denge bulan kişilik özelliği.
Dışa Dönüklük: Sosyal ortamlardan enerji alan, etkileşimi seven kişilik özelliği.
Projeksiyon: Kişinin kendi olumsuz özelliklerini başkalarına yansıtması.
Regresyon: Stres durumunda daha erken gelişim düzeyine geri dönme davranışı.
İçsel Güven: Kişinin kendine ve duygusal dayanıklılığına duyduğu temel inanç.
Tetikleyici (Trigger): Geçmiş bir travmayı hatırlatan dışsal uyaran.
Duygusal Dayanıklılık: Zorlayıcı duygulara rağmen işlevselliği koruyabilme becerisi.
İçsel Çatışma: Kişinin aynı anda birbiriyle çelişen arzular veya inançlar yaşaması durumu.
Şefkat Odaklı Terapi: Kişinin kendine karşı daha yumuşak ve kabul edici bir tutum geliştirmesini amaçlayan terapi yaklaşımı.
İlişki Travması: Yakın ilişkilerde ihanet, reddedilme veya duygusal ihmal sonucu oluşan travmatik deneyim.
Kendini Reddetme: Kişinin kendi ihtiyaçlarını değersizleştirerek bastırması.
Duygusal Kopukluk: Kişinin duygularıyla teması kaybetmesi veya onları bastırması durumu.
Psikolojik Maske: Kişinin kabul görmek için gerçekte olmadığı bir kimliği sürdürmesi.
Sosyal Anksiyete: Başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme korkusuyla sosyal durumlardan kaçınma.
Kendini Tanıma: Duygularını, sınırlarını ve değerlerini fark ederek içsel dengeyi sağlama süreci.
İçsel Sabotaj: Kişinin bilinçdışı olarak mutluluğunu ya da başarısını baltalaması.
Duygusal Farkındalık: Duyguları tanıma, isimlendirme ve ifade etme becerisi.
Kendilik Algısı: Bireyin kendine ilişkin düşüncelerinin ve duygularının toplamı.
Özgüven: Kişinin kendi becerilerine ve değerine duyduğu inanç.
Kendine Şefkat: Hata yaptığında ya da acı çektiğinde kendine anlayış gösterebilme hali.
İçsel Sessizlik: Zihinsel gürültüye rağmen iç huzuru koruyabilme hali.
Psikolojik Sözleşme: Bireyin çevresiyle kurduğu görünmez ama beklentiye dayalı duygusal anlaşma.
Terapötik Ayna: Terapistin danışana kendi iç dünyasını fark ettiren yansıtıcı tutumu.
İçsel Çocuk Çalışması: Geçmişte bastırılmış duyguların fark edilmesi ve şefkatle onarılması süreci.
Sosyal Destek: Kişinin çevresinden aldığı duygusal, bilişsel veya pratik yardım.
İlişki Bağımlılığı: Kişinin ilişki içinde olmayı bir varoluş şartı gibi görmesi.
Kendine Zarar Verme: Duygusal acıyı hafifletmek için fiziksel zarar verme davranışı.
Pasif Direnç: Görünürde uyumlu ama eylemsel olarak karşı koyan davranış biçimi.
Ruminasyon: Geçmiş olaylar üzerine durmaksızın düşünme eğilimi.
İçsel Diyalog: Kişinin kendi içinde sürdürdüğü sürekli düşünce ve konuşma hali.
Benlik Bütünlüğü: Kişinin farklı yönlerinin tutarlı bir kimlik duygusu içinde bütünleşmesi.
Kimlik Karmaşası: Kişinin kim olduğunu, neye inandığını veya nereye ait olduğunu bilememesi hali.
İçsel Sessizlik: Düşüncelerin ardındaki huzurlu farkındalık hali.
Kendini Onarma: Psikolojik yaraların fark edilip şefkatle iyileştirilmesi süreci.
Nöroplastisite: Beynin deneyimlerle yapısal ve işlevsel olarak değişebilme kapasitesi.
Duygu Odaklı Terapi: Duyguların fark edilmesi, kabul edilmesi ve dönüştürülmesine odaklanan terapi yaklaşımı.
Bilinçli Nefes: Nefesin farkında olarak alınmasıyla bedensel ve zihinsel dengeyi sağlama yöntemi.
Kendini Gözlem: Kişinin düşüncelerini ve duygularını yargısızca fark etme süreci.
Tolerans Penceresi: Bireyin duygusal olarak dayanabildiği fizyolojik denge aralığı.
Aşırı Uyarılmışlık: Sinir sisteminin stres karşısında sürekli alarm hâlinde olması durumu.
Duygusal Kaçınma: Rahatsız edici duygulardan kaçınmak için yapılan davranışsal veya bilişsel kaçınma.
Bedensel Farkındalık: Duyguların bedendeki yansımalarını fark etme becerisi.
Somatizasyon: Psikolojik sıkıntıların fiziksel belirtiler şeklinde ifade edilmesi.
Duygu Düzenleme Bozukluğu: Kişinin duygusal tepkilerini yönetmekte zorlanması.
Zihin-Beden Bağı: Duygusal süreçlerin bedensel işleyiş üzerindeki etkisini açıklayan kavram.
Yavaşlama Pratiği: Bilinçli olarak tempo düşürüp anda kalma egzersizi.
Travma Bilgili Yaklaşım: Terapide güven, iş birliği ve kontrol hissini temel alan şefkatli yaklaşım biçimi.
İlişkisel Güven: İki kişi arasında kurulan, duygusal güvenlik ve öngörülebilirlik hissi.
Psikolojik İyileşme: Travma, kayıp veya zorluktan sonra içsel dengenin yeniden kurulması.
Kronik Stres: Uzun süre devam eden, bedensel ve zihinsel tükenmeye yol açan stres durumu.
Bedenlenmiş Farkındalık: Duygusal deneyimi bedensel duyumlar üzerinden fark etme hali.
Duygusal Travma: Kişinin başa çıkma kapasitesini aşan yoğun duygusal yaşantı.
Kendine Empati: Kişinin kendi duygularını anlayış ve şefkatle karşılama becerisi.
İçsel Güvenli Alan: Kişinin zihninde oluşturduğu, huzur ve sakinlik hissi sağlayan imgesel yer.
Duygusal Temas: Terapötik ilişkide duyguların açıkça paylaşılabildiği güvenli bağ.
Psikolojik Farkındalık: Kişinin duygularının ve davranışlarının ardındaki nedenleri fark etmesi.
Anımsama: Bastırılmış ya da unutulmuş duygusal içeriğin yeniden hatırlanması.
Bilinçli Kabul: Olumsuz duygularla mücadele etmek yerine onları fark edip kabul etme hali.
Bedensel Tepki: Duyguların fizyolojik düzeydeki yansıması (ör. kalp çarpıntısı, kas gerilimi).
Kendini Düzenleme: Duygusal ve davranışsal tepkileri dengeleyebilme becerisi.
Psikolojik İletişim: Sözel olmayan ifadelerle duyguların aktarımı.
Zihinsel Gürültü: Sürekli düşünce akışının yarattığı içsel karmaşa.
Kendilik Parçaları: Bireyin içinde farklı yaş dönemlerinden kalmış alt benliklerin bütünü.
Duygusal Bellek: Geçmiş duygusal deneyimlerin bellekteki kalıcı izleri.
İlişki Dinamikleri: İki birey arasındaki güç, bağlılık ve ihtiyaç dengeleri.
Travma Döngüsü: Kişinin farkında olmadan geçmişteki travmatik örüntüleri tekrar etmesi.
Duygusal Onarım: Yaralayıcı bir olaydan sonra duygusal bütünlüğün yeniden sağlanması süreci.
Psikolojik Alan: Bireyin içsel dünyasında deneyimlediği duygusal atmosfer.
Anlamlandırma: Yaşanılan olaylara kişisel anlam yükleme süreci.
Duygusal Geçiş: Bir duygudan diğerine farkındalıkla geçebilme becerisi.
İçsel Dayanak: Kişinin zorluklar karşısında kendini sakinleştirebileceği iç kaynak.
Kendini İfade: Duygu ve düşünceleri açık ve dürüst biçimde paylaşma becerisi.
Duygusal Esneklik: Zorlayıcı duygulara rağmen yeniden dengeye dönebilme kapasitesi.
Psikolojik Sürdürülebilirlik: Bireyin ruhsal kaynaklarını uzun vadede koruyabilme yeteneği.
Zihin Dolaşımı: Düşüncelerin geçmiş ve gelecek arasında gidip gelmesi hali.
Fizyolojik Regülasyon: Nefes, kalp ritmi ve kas tonusu gibi bedensel süreçlerin dengeye getirilmesi.
İçsel Barış: Kişinin geçmişiyle ve kendisiyle uzlaşarak huzur bulduğu psikolojik denge hali.
Benlik Genişlemesi: Yeni deneyimlerle kimliğin gelişmesi ve esnekleşmesi.
Kendilik Sınırları: Kişinin kendi ihtiyaçları ve başkalarının beklentileri arasındaki denge.
Bilinçli İlişki: Tarafların duygusal farkındalıkla ilişki kurduğu sağlıklı bağ modeli.
Duygusal Geribildirim: Duyguların fark edilip iletişim içinde paylaşılarak ilişkiyi düzenlemesi.
Kendine Yabancılaşma: Kişinin kendi değerleri ve duygularıyla bağını yitirmesi.
Psikolojik Rezonans: Bir başkasının duygusunun bizde yankı bulması.
İçsel Denge: Zihinsel, duygusal ve bedensel uyumun sağlandığı bütünsel hal.
Kendini İyileştirme: Kişinin içsel farkındalık ve çabayla ruhsal onarım sürecine girmesi.
Duygusal Paylaşım: Güvenli ilişkilerde duyguların karşılıklı olarak açığa çıkarılması.
Libido: Freud’un tanımına göre yaşam enerjisi; sevgi, yaratıcılık ve cinsellik gibi dürtülerin kaynağı.
Thanatos: Ölüm dürtüsü; bireyin yıkıcı ve agresif yönünü temsil eden enerji.
Eros: Yaşam dürtüsü; bağ kurma, üretme ve sürdürme isteğini temsil eder.
İd: İçgüdüsel dürtülerimizin bulunduğu, haz ilkesine göre işleyen kişilik bölümü.
Süperego: Toplumsal değerleri, vicdanı ve ahlak kurallarını temsil eden kişilik yapısı.
Aktarım Direnci: Danışanın terapiste yönelik duygularını fark etmemek için gösterdiği bilinçdışı direnç.
Yüceltme: Toplumca kabul edilmeyen dürtülerin yaratıcı veya faydalı etkinliklere yönlendirilmesi.
Tepki Oluşturma: Kabul edilemez bir dürtünün tam tersi davranışla gizlenmesi (örneğin sevmediğine aşırı iyi davranmak).
Rasyonalizasyon: Duygusal bir davranışı mantıklı nedenlerle açıklayarak meşrulaştırma.
Yalıtma: Duygu ve düşüncenin birbirinden koparılması; örneğin travmayı duygusuzca anlatmak.
Yer Değiştirme: Gerçek kaynağa yöneltilemeyen öfkenin daha güvenli bir hedefe yönlendirilmesi.
Regresyon: Kişinin stres altında çocukluk dönemine özgü davranışlara dönmesi.
Projeksyon (Yansıtma): Kişinin kendi olumsuz özelliklerini başkasına atfetmesi.
İçselleştirme: Dışsal bir figürün (ebeveyn, otorite) değerlerini içe almak.
İdealleştirme: Bir kişiyi ya da ilişkiyi kusursuz olarak görüp duygusal bağı güçlendirme.
Splitting (Bölme): Bir kişiyi ya tamamen iyi ya da tamamen kötü olarak algılama eğilimi.
Rüya Çözümlemesi: Freud’un bilinçdışını anlamada kullandığı, rüyaların sembolik yorumlama yöntemi.
Serbest Çağrışım: Danışanın aklına gelenleri sansürlemeden ifade ettiği psikanalitik teknik.
Direnç Analizi: Terapi sürecinde değişime engel olan savunmaların fark edilmesi ve çalışılması.
Aktarım İlişkisi: Danışanın geçmişteki önemli kişilerle ilgili duygularını terapiste yönlendirmesi.
Karşı Aktarım Bilinci: Terapistin danışana yönelik duygularını fark edip süpervizyonla düzenlemesi.
İçselleştirilmiş Ebeveyn: Kişinin zihninde ebeveynin sesinin bir iç eleştirmen olarak sürmesi.
Psikolojik Ayrışma: Kişinin ebeveynlerinden duygusal olarak ayrışarak kendi kimliğini kurması.
Bağlanma Travması: Güvenli bağ kurulamayan çocukluk ilişkilerinden kaynaklı duygusal yara.
Terk Edilme Şeması: Kişinin sevdiği insanlar tarafından bırakılacağına dair temel inanç.
Kusurluluk Şeması: Kişinin sevilmeye layık olmadığını düşünmesine neden olan bilişsel kalıp.
Fedakarlık Şeması: Kendi ihtiyaçlarını geri planda tutarak başkalarını memnun etme eğilimi.
Kontrol İhtiyacı: Belirsizlik karşısında güven duygusunu koruyabilmek için geliştirilen strateji.
Güvenli Alan: Kişinin kendini yargılanmadan ifade edebildiği duygusal veya fiziksel ortam.
Bağ Kurma Kapasitesi: Kişinin duygusal yakınlık kurma ve sürdürme becerisi.
İçsel Rehber: Bireyin sezgisel olarak doğru yolu gösteren bilinçdışı yönü.
Yeniden Çerçeveleme: Bir olayı farklı bir bakış açısıyla yorumlayarak duygusal etkisini dönüştürme.
Kendilik Objesi: Heinz Kohut’a göre bireyin benlik gelişiminde rol oynayan yansıtıcı kişiler.
Duygusal Yeniden Ebeveynlik: Terapide danışanın çocuklukta eksik kalan bakım ve kabul deneyiminin simgesel olarak sağlanması.
İçsel Uyum: Düşünce, duygu ve davranışın birbiriyle tutarlılığı.
Kendini Onarma Süreci: Travmaların fark edilip sağlıklı yollarla dönüştürülmesi.
Benlik Ayrışması: Bireyin bağımlılıktan özgünlüğe geçiş süreci.
Terapötik Nötralite: Terapistin yorumlarını tarafsız bir mesafeden sunması ilkesi.
İçsel Kaos: Bastırılmış duyguların bilinç düzeyinde yarattığı karışıklık hali.
Yeniden Anlamlandırma: Geçmiş bir deneyimin bugünkü anlamının değişmesi süreci.
Duygusal Yansıtma: Terapist veya bir yakının kişinin iç dünyasındaki duyguları ayna gibi göstermesi.
Benlik Parçalanması: Travma sonrası kişinin tutarlı kimlik duygusunu yitirmesi.
Kendini Reddetme Döngüsü: Değersizlik hissinin kişiyi kendi ihtiyaçlarını bastırmaya yöneltmesi.
Duygusal Entegrasyon: Bastırılmış duyguların fark edilip kabul edilmesiyle bütünleşme hali.
Şema Terapi: Erken dönem inanç ve kalıpları fark edip dönüştürmeye odaklanan terapi yaklaşımı.
Duygu Düzenleme Becerileri: Yoğun duygularla baş etme ve dengeye dönme yöntemleri.
İlişki Şeması: Kişinin ilişkilerde nasıl davranacağına dair zihinsel model.
Travma Hafızası: Duygusal ve bedensel olarak depolanmış geçmiş travma anılarının bellekteki izi.
Psikolojik Onarım: Zorlayıcı bir deneyimden sonra kişinin kendine şefkatle yaklaşarak dengeye dönmesi süreci.
Terapötik Alan: Terapist ve danışan arasındaki duygusal etkileşim alanı.
İçsel Direnç: Kişinin değişimden korktuğu için bilinçdışı olarak iyileşmeye direnmesi.
Duygusal Kaos: Birden fazla yoğun duygunun aynı anda yaşanması sonucu oluşan zihinsel karışıklık.
Benlik Savunusu: Kişinin kimliğini koruyabilmek için geliştirdiği bilinçdışı stratejiler.
İçsel Barınak: Kişinin zihninde huzur bulduğu, güvenli hissettiği imgesel yer.
Travma Duyarlılığı: Danışanın geçmiş travmalarını yeniden tetiklememek için gösterilen terapötik hassasiyet.
Psikolojik İlk Yardım: Kriz anlarında kişiye güven, destek ve yönlendirme sağlamak amacıyla yapılan kısa müdahale.
Kronik Kaygı: Uzun süreli ve belirgin bir neden olmadan hissedilen sürekli tedirginlik hali.
Zihinsel Tükenmişlik: Sürekli stresin sonucunda ortaya çıkan dikkat azalması, yorgunluk ve ilgisizlik durumu.
Duygusal Tükenme: Aşırı empati, yoğun stres veya yıpratıcı ilişkiler sonucu duygusal enerjinin azalması.
Psikolojik Şiddet: Kişinin duygusal bütünlüğüne zarar veren manipülatif veya küçültücü davranışlar bütünü.
Manipülasyon: Karşı tarafın düşünce veya davranışlarını gizli biçimde yönlendirme.
Gaz Aydınlatması (Gaslighting): Bir kişiyi kendi gerçekliğinden şüphe ettirecek biçimde manipüle etme davranışı.
İlişki Bağımlılığı: Değersizlik duygusunu bastırmak için ilişkiyi varoluşun merkezi hâline getirme hali.
Toksik Pozitiflik: Her durumda pozitif olma baskısıyla gerçek duyguların bastırılması.
Zihinsel Kaçış: Duygusal yükten kaçmak için sürekli meşguliyet yaratma eğilimi.
Psikolojik Olgunluk: Duygularını fark edip sorumluluğunu alabilme kapasitesi.
İçsel Şefkat: Kişinin kendine anlayışla, sabırla ve kabul duygusuyla yaklaşabilmesi.
Bilinçli Fark Etme: Anda olan biteni yargısız gözlemleme becerisi.
Nefesle Regülasyon: Nefes farkındalığı yoluyla sinir sistemini dengeleme yöntemi.
Zihinle Beden Arasındaki Diyalog: Duyguların bedende yankı bulduğu ve bedensel sinyallerin ruhsal sürece rehberlik ettiği anlayış.
Anlamlı Yaşam: Kişinin değerleri doğrultusunda yaşadığı, içsel doyum sağlayan yaşam biçimi.
Bilinçli Kabul: Değiştirilemeyeni dirençle değil farkındalıkla kabullenme hali.
Duygusal Kaçış: Yoğun duyguları bastırmak için dışsal uğraşlara yönelme davranışı.
İlişkisel Farkındalık: Kişinin ilişki içindeki duygusal tepkilerini fark edip düzenleyebilmesi.
Benlik Uyumu: Kişinin değerleri, düşünceleri ve davranışları arasındaki içsel tutarlılık.
Öz Farkındalık: Kişinin kim olduğunu, ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu bilme hali.
Kendine İhanet: Başkalarını memnun etmek için kendi duygularını bastırma davranışı.
İçsel Güç: Zorluklar karşısında dayanıklılığı ve sakinliği koruyabilme becerisi.
Duygusal Dayanıklılık: Travma veya kayıp sonrası toparlanabilme kapasitesi.
Duygusal Kaos: Bastırılmış duyguların aniden yüzeye çıkmasıyla oluşan içsel karmaşa.
Bilinçli Düşünme: Otomatik tepkiler yerine farkındalıkla verilen bilinçli karar süreci.
Zihinsel Direnç: Stres faktörleri karşısında düşünsel esnekliği sürdürebilme yetisi.
Nörolojik Tetiklenme: Travma sonrası sinir sisteminin geçmiş tehdide benzer durumlarda yeniden aktifleşmesi.
Duygusal Hafıza: Beynin duygulara dair deneyimleri kaydedip gelecekte benzer durumlarda yeniden hatırlaması.
Bilinçli Dinleme: Karşıdakini yargılamadan, tüm dikkatiyle anlamaya odaklanma biçimi.
Empatik Sınırlar: Başkasının duygusunu anlamak ama onun yükünü taşımamak becerisi.
Duygusal Paylaşım: İç dünyayı güvenle açabilme ve bağ kurabilme hali.
Zihin Okuma: Başkasının ne düşündüğünü varsayarak yanlış anlamalara yol açan bilişsel çarpıtma.
Kendini Sabote Etme: Başarı, mutluluk veya yakınlık geldiğinde bilinçdışı şekilde onu bozma davranışı.
Yorgun Ruh Sendromu: Sürekli duygusal yük taşımaktan kaynaklı içsel tükenmişlik hali.
Kendine Yabancılaşma: Kişinin kendi değerlerinden, duygularından uzaklaşarak otomatik yaşam sürmesi.
İçsel Gürültü: Kişinin zihninde bitmeyen eleştiri, endişe ve suçluluk sesleri.
Zihinsel Esneklik: Olayları farklı açılardan görebilme ve yeni düşünce yolları geliştirebilme becerisi.
Kendini Onarma: Psikolojik yaraların fark edilip kabul ve farkındalıkla iyileştirilmesi süreci.
Psikolojik Yük: Bastırılmış duyguların zamanla birikerek ruhsal enerjiyi tüketmesi.
Duygusal Engellenme: Kişinin duygularını yaşayamama veya ifade edememe hali.
İçsel Uyumsuzluk: Kişinin düşündüğüyle hissettiği arasında kopukluk yaşaması.
Duygusal Kapanma: Kişinin kendini korumak için duygusal yakınlıktan uzaklaşması.
Psikolojik Mesafe: Duygusal olarak kendini korumak için ilişkide belirli bir uzaklık yaratma davranışı.
Kendine Dönüş: İçsel sessizlikte kendi değerleriyle yeniden temas kurma hali.
Kırılganlık Cesareti: Kişinin savunmasız halini kabullenip açıkça ifade edebilmesi.
Duygusal Olgunluk: Tepkisel davranmak yerine duygularını anlamlandırarak hareket etme kapasitesi.
İçsel Şefkat Pratiği: Günlük yaşamda kendine nazik davranmayı bilinçli olarak uygulama egzersizi.
Duygusal Farkındalık Egzersizleri: Kişinin gün içinde duygularını tanımayı ve düzenlemeyi öğrenmesine yardımcı teknikler.
Kendine Dönük Refleksiyon: Gün sonunda içsel gözlem yaparak farkındalığı artırma uygulaması.
Zihinsel Temizlik: Gereksiz düşünceleri fark edip zihni sadeleştirme süreci.
İçsel Çapa: Kişinin stres anlarında kendini sakinleştirebildiği içsel referans noktası.
Psikolojik İyileşme Döngüsü: Fark etme → kabul → ifade → dönüşüm aşamalarından oluşan süreç.
Yalnızlık: Kişinin sosyal çevre içinde bile duygusal bağ kuramadığı, içsel kopukluk hali.
Sosyal İzolasyon: Dış dünyayla teması azaltma veya tamamen kesme davranışı.
Bağımlı İlişki: Duygusal doyumun tamamen karşı tarafa bağlandığı ilişki biçimi.
Kendine Güven: Kişinin kendi değerine, becerilerine ve yargısına inanma hali.
Sınır Koymak: Kişisel alanı ve duygusal sağlığı korumak için “hayır” diyebilme becerisi.
Duygusal Açlık: Sevilme, onaylanma ve görülme ihtiyacının aşırı derecede artması durumu.
Onay Bağımlılığı: Kişinin kendi değerini başkalarının beğeni ve takdirine bağlaması.
Reddedilme Korkusu: Sevilmemek veya dışlanmak endişesiyle davranışları sınırlama hali.
Başarı Kaygısı: Başaramama veya eleştirilme korkusuyla yaşanan performans kaygısı.
Mükemmeliyetçilik: Hatalara tahammül edememe ve sürekli en iyiyi yapma baskısı.
Kendini Eleştirme: Hatalar karşısında aşırı sert, yargılayıcı iç diyalog kurma eğilimi.
İç Ses: Bireyin kendiyle yaptığı içsel konuşma; destekleyici ya da eleştirel olabilir.
Zihinsel Yorgunluk: Aşırı düşünme sonucu ortaya çıkan dikkat ve enerji kaybı durumu.
Duygusal Tetiklenme: Geçmiş bir deneyimin bugünkü olayla benzerlik göstermesi sonucu verilen yoğun tepki.
Kendini Kapatma: Duygusal incinmeden kaçınmak için içe çekilme davranışı.
Başkalaşım (Maskelenme): Gerçek duyguları gizleyip toplumsal beklentilere uygun bir kimlik takınma hali.
İçsel Boşluk: Hayatta anlam veya yön duygusunun kaybolduğu hissi.
Duygusal Uyuşma: Uzun süreli stres veya travma sonrası duyguları hissedememe hali.
Psikolojik Kaçış: Gerçek sorunlarla yüzleşmemek için aşırı çalışma, sosyal medya veya alışveriş gibi dikkat dağıtıcı davranışlara yönelme.
Kendini İspat Çabası: Değersizlik duygusunu bastırmak için sürekli başarı gösterme isteği.
Zihinsel Doyumsuzluk: Hiçbir şeyin yeterli gelmemesi, sürekli “daha fazlası” arayışı.
Özdeğer: Kişinin varoluşsal olarak kendine biçtiği temel değer.
Kendini Kabul: Hatalarıyla, geçmişiyle ve kusurlarıyla barışık olma hali.
Psikolojik Esneklik: Değişen koşullara uyum sağlayarak dengeyi sürdürebilme yeteneği.
Duygusal Doyum: İhtiyaç duyulan sevgi, ilgi ve anlayışın karşılanmasıyla oluşan huzur hali.
Kendini Tanıma: Kişinin güçlü ve zayıf yönlerini fark ederek kendini anlama süreci.
Zihinsel Farkındalık: Otomatik düşünceleri fark etme ve onlara kapılmadan gözlemleyebilme hali.
İçsel Yalnızlık: Kalabalık içinde bile anlaşılmadığını hissetme durumu.
Sosyal Kaygı: Başkaları tarafından değerlendirilme korkusuyla sosyal ortamlardan kaçınma.
Yetersizlik Hissi: Başkalarıyla kıyaslama sonucu ortaya çıkan değersizlik duygusu.
Duygusal Kırılganlık: İncinmeye açık olma ancak bunu bastırmadan yaşayabilme becerisi.
Duygusal Kaçınma: Acı veren duygulardan uzak durmak için yüzeysel yaşam sürme hali.
Kendini Unutma: Başkalarının ihtiyaçlarını önceliklendirme sonucu kendi sınırlarının kaybolması.
Psikolojik Yüklenme: Duygusal kapasitenin üzerinde sorumluluk alma hali.
İçsel Çatışma: İki zıt duygu veya düşünce arasında kalma durumu.
Kendini Arayış: Kişisel kimliğin anlamını bulma süreci.
Zihinsel Kaos: Yoğun düşünce akışı nedeniyle net karar verememe hali.
Bilinçli Yaşam: Günlük seçimlerde farkındalıklı ve değer odaklı karar verme biçimi.
Rutin Konforu: Değişim korkusuyla alışkanlıklara tutunma eğilimi.
Zihinsel Tutsaklık: Geçmiş hatalara veya olumsuz inançlara takılı kalma hali.
Duygusal Kaçış Mekanizması: Stres yaratan duyguları bastırmak için kaçış yolları yaratma.
Kendini Gerçekleştirme: Kişinin potansiyelini fark edip yaşamını buna göre şekillendirmesi.
Zihinsel Netlik: Düşüncelerde açıklık ve kararlılık hali.
Duygusal Güvenlik: İlişki içinde yargılanmadan kendini ifade edebilme hali.
İlişkisel Kaygı: Partner tarafından terk edilme veya sevilmeme korkusu.
Psikolojik Bağımsızlık: Duygusal ihtiyaçları başkalarına yüklemeden karşılayabilme becerisi.
Kendini Yeniden İnşa Etme: Travma veya kayıp sonrası kimliğini ve yaşamını yeniden tanımlama süreci.
Zihinsel Esaret: Olumsuz düşüncelerin kişi üzerindeki kontrolü.
Duygusal Dengelenme: Duyguların farkında olup onları yönetebilme hali.
Psikolojik Dayanıklılık: Zorlayıcı durumlar karşısında toparlanma ve ilerleme kapasitesi.
İçsel Motivasyon: Dış ödüllerden bağımsız olarak içsel merak ve anlam arayışıyla hareket etme.
Yalancı Güç: Kırılganlığını gizlemek için sert, mesafeli görünme eğilimi.
Kendini Bastırma: Toplumsal beklentiler uğruna kendi duygularını görmezden gelme hali.
Psikolojik Denge: Zihinsel, duygusal ve bedensel uyumun sürekliliği.
Kendini Değersizleştirme: Başarısızlık veya reddedilme durumunda kendini küçümseme eğilimi.
İçsel Boşluk Sendromu: Sürekli bir eksiklik hissi ve tatminsizlik duygusu.
Zihinsel Aşırı Yük: Gereğinden fazla düşünceyle meşgul olma hali.
Duygusal Kopukluk: Empati kurma ve duygusal bağ geliştirmede zorlanma.
İçsel Güven Kaybı: Geçmiş ihanet veya travmalar sonrası kendine inancın azalması.
Kendini Reddetme: Toplumsal kabul uğruna kendi değerlerinden uzaklaşma hali.
Psikolojik Gelişim: Deneyimlerle birlikte içsel farkındalığın artması süreci.
Duygusal Yük: Bastırılmış duyguların kişinin enerjisini tüketmesi.
Zihinsel Odaklanma: Dikkatin bilinçli olarak tek bir noktada toplanması.
Kendini Kabul Etme: Kusurlarıyla birlikte bütünsel olarak kendine “evet” diyebilme hali.
Duygusal Sınırlılık: Kişinin kendi duygusal kapasitesini fark edip sınırlarını koruyabilmesi.
Kendini Affetme: Geçmişteki hataları anlamak ve suçluluk duygusunu bırakabilmek.
Zihinsel Sessizlik: Sürekli düşünce akışının azaldığı, farkındalık içeren içsel huzur hali.
İçsel Doyum: Başarıdan çok anlam ve değer hissiyle gelen tatmin hali.
Kendini Dinleme: Duygusal ihtiyaçları ve sınırları fark etmek için içsel dikkat yöneltme.
Psikolojik Farkındalık: Duyguların, düşüncelerin ve davranışların ardındaki nedenleri anlama hali.
Duygusal Tükenmişlik: Sürekli stres ve baskı sonucu duygusal enerjinin tükenmesi.
Zihinsel Bağımlılık: Sürekli düşünme ve analiz etme ihtiyacının kontrolsüzleşmesi.
Kendini Yansıtma: İç dünyayı dış davranışlar aracılığıyla ifade etme.
İçsel Değersizlik: Çocukluk deneyimlerinden kaynaklı sevilmeye layık olmadığını hissetme hali.
Psikolojik Şeffaflık: Kişinin duygularını açıkça ve dürüstçe paylaşabilmesi.
Duygusal Bilgelik: Duygularını bastırmadan ama onlara teslim olmadan yaşama becerisi.
Kendini İfade Etme: İçsel deneyimleri sözel veya yaratıcı yollarla dışa vurma.
Zihinsel Dayanıklılık: Kriz durumlarında akıl yürütme ve çözüm odaklı kalabilme kapasitesi.
İçsel Farkındalık: An be an düşünce ve duygularını gözlemleme bilinci.
Duygusal Sadelik: Aşırı analiz etmeden, duyguları olduğu gibi yaşama hali.
Kendini İyileştirme: İçsel farkındalık, kabul ve sevgiyle dönüşüm süreci.
Nöroplastisite: Beynin yaşam boyu kendini yeniden organize etme ve yeni sinir bağlantıları kurma yeteneği.
Ayna Etkisi: Karşımızdaki kişinin duygularını veya davranışlarını bilinçsizce taklit etme eğilimi.
Vagus Siniri: Stres, duygu regülasyonu ve kalp ritmi üzerinde önemli rol oynayan sinir hattı.
Somatik Farkındalık: Duyguların bedendeki karşılıklarını fark etme ve gözlemleme becerisi.
Beden Hafızası: Travmatik deneyimlerin yalnızca zihinde değil bedende de iz bırakması durumu.
Sinir Sistemi Düzenlenmesi: Nefes, hareket veya farkındalıkla sinir sistemini dengeye getirme süreci.
Travma Sonrası Büyüme: Zorlayıcı yaşantıdan sonra psikolojik olgunluk ve farkındalık kazanma süreci.
Duygusal Yeniden Yapılanma: Olumsuz duyguların yerine daha işlevsel duygusal tepkiler geliştirme süreci.
İlişkisel Travma: Yakın ilişkilerde yaşanan ihanet, terk edilme veya duygusal ihmal sonucu oluşan psikolojik yara.
Nörolojik Regülasyon: Beyin ve sinir sistemi arasındaki etkileşimin duygusal dengeyi sağlaması.
İçsel Çocuk: Kişinin geçmişte bastırdığı duygusal ihtiyaçlarını taşıyan sembolik yönü.
Bilinçli İfade: Bastırmadan, suçlamadan duyguları açık bir dille ifade etme becerisi.
Bilinçli İletişim: Tepkisel değil, farkındalıklı ve duygusal olgunlukla yapılan iletişim biçimi.
Koşulsuz Kabul: Kişiyi olduğu haliyle, değiştirmeye çalışmadan kabul etme tutumu.
İlişkisel Farkındalık: İlişki içinde hem kendi duygularını hem de karşı tarafın duygularını fark etme kapasitesi.
Kendini Düzenleme: Yoğun duygular karşısında sakinleşme, düşünme ve uygun tepki verebilme becerisi.
Zihinsel Karmaşa: Birden fazla düşünce ve duygunun çakıştığı, karar vermeyi zorlaştıran durum.
Duygusal Tetik Noktası: Geçmiş bir acının bugünkü bir olayla tekrar aktive olması.
Psikolojik Güven: Kişinin, duygularını ifade ettiğinde yargılanmayacağına dair içsel inancı.
Kendini Yeniden Ebeveynleme: İçsel çocuğun ihtiyaçlarını fark edip kendine şefkatle yaklaşma süreci.
Duygusal Dönüşüm: Acı veren duyguların fark edilip, anlamlandırılarak iyileşmeye dönüşmesi.
Zihinsel Kabullenme: Gerçekliği değiştirmeye çalışmadan, olduğu haliyle kabul etme becerisi.
Empatik Dinleme: Karşıdakinin duygularını anlamak için yargısız, aktif biçimde dinleme hali.
Duygusal Entegrasyon: Bastırılmış veya reddedilmiş duyguların fark edilip içselleştirilmesi süreci.
İçsel Yumuşama: Kendine karşı daha anlayışlı, nazik bir tutum geliştirme hali.
Psikolojik Kapanma: Duygusal incinmeden kaçmak için içsel olarak ilişkiden çekilme.
Bilinçli Duygu Yönetimi: Tepkisel davranmak yerine duyguyu fark edip uygun şekilde ifade etme.
Zihinsel Otomasyon: Düşünce ve davranışların farkındalık olmadan alışkanlık haline gelmesi.
Bilinçli Seçim: Otomatik tepkiler yerine farkındalıkla karar verme durumu.
Duygusal Şeffaflık: Duygularını bastırmadan, ama kontrolsüzce de değil, açıkça ifade edebilme hali.
Psikolojik Köken: Güncel davranışların altında yatan bilinçdışı geçmiş deneyimler.
Zihinsel Doygunluk: Gereğinden fazla düşünme sürecinin ardından gelen içsel yorgunluk hali.
Kendine Dönüş Yolculuğu: Kişinin dış onaydan uzaklaşıp kendi iç dünyasına yönelmesi süreci.
Duygusal Sızı: Bastırılmış duyguların küçük olaylarla yeniden yüzeye çıkması.
İçsel Sessizlik: Duygusal karmaşanın azaldığı, farkındalıkla gelen iç huzur hali.
Psikolojik Bağ: Kişiler arasındaki duygusal güven, paylaşım ve anlam üzerinden kurulan bağlantı.
Zihinsel Yeniden Yapılandırma: İşlevsiz düşünce kalıplarını fark edip dönüştürme süreci.
Duygusal Empati: Karşıdakinin duygusunu hissetme ve paylaşma kapasitesi.
Kognitif Farkındalık: Düşüncelerin duygu ve davranışlar üzerindeki etkisini fark etme hali.
İçsel Denge: Zihin, beden ve duygular arasındaki uyumun korunması.
Travmatik Döngü: Kişinin geçmişteki travmasını tekrar eden ilişkiler veya davranışlar sergilemesi.
Bilinçli Soluma: Nefesi fark ederek duygusal regülasyonu destekleme pratiği.
Zihinsel Odak Noktası: Dikkatin dağılmadan sürdürülebilmesini sağlayan içsel merkez.
Psikolojik Çapa: Stresli durumlarda kişiyi dengeye getiren güvenli içsel hatırlatıcı.
Bilinçli Kendilik: Kişinin kim olduğunu fark etmesi ve değerlerine göre yaşaması hali.
İçsel Barış: Geçmişle kavga etmeyi bırakıp kendini olduğu gibi kabul etme hali.
Zihinsel Netlik: Duygularla karışmadan düşünceleri sade ve berrak biçimde görebilme hali.
İçsel Bütünlük: Farklı benlik parçalarının uyum içinde çalışması hali.
Duygusal Eşlik: Birinin duygusuna tanıklık etmek, yanında var olmak hali.
Zihinsel Sessizlik Anı: Meditasyon veya farkındalık anında düşünce akışının yavaşlaması.
Beden-Zihin Uyumu: Duygusal ve fiziksel farkındalığın bir arada çalıştığı bütünsel denge hali.
Kendilik Farkındalığı: Kişinin davranışlarının ardındaki duygusal motivasyonları anlaması.
İçsel Güç Kaynağı: Kriz anlarında kişiyi ayakta tutan psikolojik direnç noktası.
Zihinsel Dengeleme: Yoğun düşüncelerin kontrol altına alınması süreci.
Duygusal Bellek: Geçmiş yaşantıların duygusal olarak kaydedildiği hafıza biçimi.
Psikolojik Şekillenme: Kişiliğin çevresel ve içsel faktörlerle zaman içinde oluşma süreci.
İçsel Sesle Diyalog: Kişinin kendine karşı konuşma biçimini fark etme süreci.
Bilinçli Sessizlik: Tepki vermek yerine dinlemeyi ve gözlemlemeyi seçme hali.
Zihinsel Sabır: Değişim sürecinde acele etmeden kalabilme kapasitesi.
Duygusal Yansıma: Başkasının davranışında kendi duygusunun aynalanması.
İçsel Gözlem: Kişinin kendi duygusal ve bilişsel süreçlerini fark etme hali.
Bilinçli Öz Disiplin: Davranışlarını değerleriyle uyumlu biçimde yönlendirme becerisi.
Zihinsel Odaklanma Gücü: Dikkati belirli bir konuya sabitleyebilme yetisi.
Duygusal Dengeleme: Kızgınlık, korku veya üzüntü gibi yoğun duygular arasında orta noktayı bulabilme hali.
Psikolojik Çözülme: Yoğun stres veya travma sonrası kimlik ve gerçeklik algısında geçici kopukluk yaşanması.
İçsel Sığınak: Kişinin zihninde huzur ve güven hissettiği içsel alan.
Zihinsel Farkındalık Pratiği: Günlük yaşamda anda kalma becerisini geliştiren farkındalık egzersizleri.
Kendine Şefkatli Yaklaşım: Hata yaptığında kendine yargısız anlayış gösterebilme hali.
İçsel Yenilenme: Ruhsal yorgunluğun ardından yeniden anlam ve enerji kazanma süreci.
Zihinsel Rahatlama: Aşırı düşünce yükünden arınarak içsel sakinlik elde etme hali.
Psikolojik Güçlenme: Kişinin duygusal farkındalık ve içsel güvenle hayata karşı dayanıklılığını artırması süreci.
Duygusal Serbestlik: Duyguları bastırmadan, özgürce ama bilinçle yaşama hali.
İçsel Farkındalık Döngüsü: Fark etme, kabullenme, düzenleme ve dönüşümden oluşan süreç.
Bilinçli Yaşam Pratiği: Günlük eylemleri otomatik değil, farkındalıkla gerçekleştirme alışkanlığı.
Kendilik Kabulü: Kişinin tüm yönleriyle kendini yargısızca sahiplenmesi.
Zihinsel Sessizlik Pratiği: Meditasyon veya mindfulness teknikleriyle zihni dinginleştirme.
İçsel Esneklik: Değişim karşısında uyum sağlarken kendi özünü koruma becerisi.
Psikolojik Yeniden Doğuş: Derin krizlerden sonra kimliğini ve yaşam yönünü yeniden inşa etme süreci.
Duygusal Bütünlük: Hissetmek, düşünmek ve davranmak arasında uyum kurma hali.
İçsel Işık: Karanlık dönemlerde bile kişinin içinden gelen umudu ve anlamı hatırlama hali.