Hayatta bazen özlemini çektiğimiz ancak güçlükle elde edebildiğimiz soyut şeyler için çaba sarf ediyoruz. Bu bazen hiç bitmek bilmeyen özlem duygumuzun altında yatan mutsuzluktan kaynaklanıyor olabilir. Hadi, birlikte mutluluk, mutsuzluk, ertelemek gibi durumlar üzerine biraz konuşalım.
Günlük yaşamımız içerisinde yoğun, stresli dönemlerden geçerken hepimiz kendi kendimize bir şeyler konuşuruz. Genellikle bu konuşmaların temelini; yaptığımız, ihmal ettiğimiz veya yapamadığımız şeyler hakkındaki iç hesaplaşmalarımızı oluşturuyor. Başardığımız, ihmal ettiğimiz, gerçekleşmesini hayal ettiğimiz bir şeyler hakkında konuşurken genellikle belirli kelimelerle konuşmaya başlarız.
Örneğin, başardığımız, varlığından memnuniyet duyduğumuz bir şeyler hakkında konuşurken ‘iyi ki’ diye başlarız. İhmal ettiğimiz şeyler hakkında konuşurken ‘eğer’ diye başlarız. Yanlış veya açıklamaya ihtiyaç duyduğumuz konular hakkında ‘ama’ ile başlar ve kendimizi daha iyi ifade etmeye çalışırız. Geçmiş veya gelecek hakkında konuşurken ise ‘keşke’ şeklinde hayallerimiz, beklentilerimizden bahsederiz. Peki bütün bu cümlelerin altında yatan asıl anlam nedir?
devamını oku