Karar Yorgunluğu

Yetişkin bir insanın bir saat içerisinde 2.000’den fazla karar aldığını biliyor muydun?

Bir karar alırken zihnin geçtiği aşamaların neler olduğunu ve ne kadar sürdüğünü biliyor musun?

Günümüz dünyasının bol seçenekli ve hızlı yaşam koşulları ile devam ediyor olması; hemen hemen çoğu insanın karşı karşıya kaldığı zihinsel bir yorgunluk çeşidi olarak yaşamımızın içine girmiş bulunmaktadır. Bu yazımda sana zihninin yaşadığı Karar Yorgunluğu’ndan bahsedeceğim. Geçmişten bugüne baktığımızda; günümüzde seçenekler arasında boğulurken hızlı bir şekilde karar vermen gereken durumlarla karşı karşıya gelmek artık yorucu olabiliyor. Karar vermen gereken bu zaman diliminde yaşadığın bu durum vakitsizlikten veya seçeneklerin fazla olmasından dolayı yoruluyor olabilirsin. Genellikle insan beyni karar vermesi gereken bir durum veya seçenekler ile karşı karşıya kaldığında süreç şu şekilde işliyor; Seçeneklerden senin için en faydalı olan veya en çok arzu duyduğun kararı almaya çalışır. Bunu yaparken sen aldığın kararı neden tercih ettiğini bilmene rağmen farkında olmayabilirsin. Çünkü her sağlıklı birey karar alırken hayalleri, hedefleri ve arzuları doğrultusunda kararlar almaya çalışır. Karşına çıkan seçeneklerin karara dönüşmesinde hayallerin, hedeflerin, sorumlulukların vb. nedenler etkili olabilir. Seçeneklerin çok olduğunun farkında olmadan zihnimizdeki yorgunluğu ve bunun karar almandaki etkisini inceleyelim.

devamını oku

Ertelenmiş Mutluluk Sendromu

Hayatta bazen özlemini çektiğimiz ancak güçlükle elde edebildiğimiz soyut şeyler için çaba sarf ediyoruz. Bu bazen hiç bitmek bilmeyen özlem duygumuzun altında yatan mutsuzluktan kaynaklanıyor olabilir. Hadi, birlikte mutluluk, mutsuzluk, ertelemek gibi durumlar üzerine biraz konuşalım.

Günlük yaşamımız içerisinde yoğun, stresli dönemlerden geçerken hepimiz kendi kendimize bir şeyler konuşuruz. Genellikle bu konuşmaların temelini; yaptığımız, ihmal ettiğimiz veya yapamadığımız şeyler hakkındaki iç hesaplaşmalarımızı oluşturuyor. Başardığımız, ihmal ettiğimiz, gerçekleşmesini hayal ettiğimiz bir şeyler hakkında konuşurken genellikle belirli kelimelerle konuşmaya başlarız.

 

Örneğin, başardığımız, varlığından memnuniyet duyduğumuz bir şeyler hakkında konuşurken ‘iyi ki’ diye başlarız. İhmal ettiğimiz şeyler hakkında konuşurken ‘eğer’ diye başlarız. Yanlış veya açıklamaya ihtiyaç duyduğumuz konular hakkında ‘ama’ ile başlar ve kendimizi daha iyi ifade etmeye çalışırız. Geçmiş veya gelecek hakkında konuşurken ise ‘keşke’ şeklinde hayallerimiz, beklentilerimizden bahsederiz. Peki bütün bu cümlelerin altında yatan asıl anlam nedir?
devamını oku

Depresyon

Depresyon semptomları herkeste farklılıklar gösterse de en sık rastlanan belirtileri haftalar ya da aylarca neredeyse her gün devam eden üzgün, kaygılı ya da “boş” ruh hali, ümitsizlik, karamsarlık olarak sıralanabilir. Depresyon, kişilerde çoğunlukla suçluluk, değersiz hissetme, çaresizlik gibi duyguları da beraberinde getirir.

Depresyondaki kişiler normalde severek yaptıkları aktivitelerden zevk alamadıklarını, giyinmek, yemek yemek gibi günlük ve zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için bile kendilerinde güç bulamadıklarını ifade ederler. Çoğunlukla aile ve yakınlar da kişideki bu değişimi fark ederler ama nasıl yardım edeceklerini bilemezler.

Özellikle majör depresyonda hiçbir tedavi uygulanmaması ciddi problemlere neden olabilir. Tedavi edilmeyen depresyon alkol, uyuşturucu bağımlılığı gibi yaşamı tehdit edebilecek durumlara yol açabilir. Kişilerin çevreleriyle olan ilişkilerini zayıflatmaktadır.

Majör depresyon olarak da bilinen klinik depresyon kişilerin beden, düşünce ve duygu durumunu bütünleşik olarak etkileyen ciddi bir rahatsızlıktır. Depresyondaki bireyler için içinde bulundukları durumdan bir anda çıkabilmek mümkün değildir.

devamını oku