Yalnızlık ve İzolasyon: Modern Dünyanın Görünmez Tehlikesi

Günümüzde, hızla değişen teknolojiler, şehirleşme, ve toplumsal yapılar, insanların yaşam tarzlarını ve ilişkilerini büyük ölçüde etkiliyor. Bu değişiklikler, bazen insanları daha da yalnızlaştırıyor ve izole ediyor. Yalnızlık ve izolasyon, modern dünyada giderek artan bir endişe haline geldi ve bu durum, insanların fiziksel ve ruhsal sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir.

Teknolojinin hızlı ilerlemesi, insanları sanal dünyaya daha fazla taşıdı. Akıllı telefonlar, sosyal medya platformları ve diğer dijital araçlar, insanları birbirlerine bağlamak yerine, ekranların ardında yalnızlaştırabilir. İnsanlar, bilgisayarlarına veya telefonlarına daldıkça, gerçek dünyadaki insan ilişkileri sıklıkla geri planda kalır. Aynı zamanda, büyük şehirlerde yoğun yaşam temposu ve anonimlik duygusu, insanları fiziksel olarak bir araya gelmekten uzaklaştırabilir. Şehirlerde yaşayanlar, kendilerini kalabalık içinde yalnız hissedebilirler.

Bununla birlikte, yalnızlık ve izolasyonun yaşlı nüfus üzerindeki etkisi de göz ardı edilemez. Yaşlı bireyler, sıklıkla çocuklarından ve ailelerinden uzak yaşarlar, bu da sosyal bağlarını sınırlar. Bu faktörler, yalnızlık hissini daha da artırabilir ve ruhsal sağlık sorunlarına yol açabilir.
devamını oku

Hayaline 5 saniye uzaksın!

“Yarın kesin başlıyorum.

Sabah yapacağım ilk iş bu olacak!

Bu bölümü de izleyip hemen başlıyorum.

Şimdi hazır hissetmiyorum, hazır olduğumda yapmayı planlıyorum…”

Bu yazımda zaman zaman hepimizin maruz kaldığı motto olarak da bilinen ‘hayatın akışını yakalamak’ ya da ‘anı yaşamak’ sloganlardan bahsetmek istemiyorum. Bunlar yerine sana fayda sağlayacak bir farkındalık kazandırmak istiyorum. Ama bütün bu bahaneler ertelediğin şeyler için savunma mekanizman tarafından sana altın tepsi ile sunuluyor.

Eğer sorumlulukların bugününü etkilemeden yarın sorun haline gelebilir. Küçük bir kar topunun çığ olduğunu unutmamalısın.

Bu yazımda sana televizyon programı sunucusu Mel Robbins’in bir konuşmasında bahsettiği: 5 saniye Kuralından bahsetmek istiyorum. Kuralın daha anlaşılır olması için beynimizin çalışması hakkında kısa bir bilgilendirmenin faydalı olacağını düşünüyorum.
devamını oku

Histrionik kişilik bozukluğu

Histrio Latincede aktör, oyuncu anlamına gelir. Histrionik kişilik bozukluğunun en belirleyici özelliği de dikkatleri üzerine çekme isteğidir. Bu kişiler olayları dramatize ederler ve hatta dikkat çekebilmek için yalan öyküler anlatırlar. Abartılmış duygusal tepkiler ve beden, yüz hareketleri; çabuk etkilenme gibi özellikleri vardır. Bu kişiler dış görünümleriyle çok ilgilidirler, gösterişli ve çekici olmaya çalışırlar; benmerkezcidirler.

İlgi odağı olmadıkları her durumda rahatsız olurlar ve odağı üzerlerine çekmek için küçük kışkırtıcı hareketler yapabilirler. Çok çabuk arkadaş olur, fakat çabuk reddedilmiş hissederler. Şefkat ve sevgi açlığı gösterirler; fakat olgun, dengeli ilişkiler kuramazlar.

Histrionik kişilik bozukluğuna sahip kişiler için özsaygıları başkalarının onayına bağlıdır. Çoğunlukla yapay ve yüzeysel ilişki kurarlar. Kimilerinde baştan çıkarıcı tavırlar dikkat çekebilir. Histrionik kişilik bozukluğu erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülen bir rahatsızlıktır.

Bu bozukluğa sahip kişiler sosyal ve mesleki ortamlarında başarı elde edebilirler. Biten bir ilişkinin ardından kendileri tedavi olmayı isteyebilir.

devamını oku