İlişkinin başında her şey çok yoğun, çok tutkulu ve büyüleyici görünür. Kalp daha hızlı atar, zaman durur, dünya sadece o kişiden ibaret hale gelir. Ama zamanla bazı duygular içeride biriktikçe, şu sorular sessizce yükselmeye başlar: “Onsuz yapamamak sevgi midir, yoksa bir bağımlılık mı?”, “Onun ilgisini kaybetmemek için neden kendimden bu kadar veriyorum?” lişkilerde sınırlar kaybolduğunda, sevgi yerini bağımlılığa bırakabilir. Fakat bunu fark etmek her zaman kolay değildir.
Toksik Aşk: Neden Bizi Üzen Kişilere Bağlanıyoruz?
Sevgi, güven, paylaşım… Bir ilişkiden beklediğimiz temel duygular bunlarken, bazı ilişkiler tam tersine bizi tüketir, değersiz hissettirir, hatta duygusal olarak yıkar. Yine de o kişiden kopamaz, ona karşı derin bir bağ hissederiz. Mantığımız “Kaç!” diye haykırırken, kalbimiz “Kal!” demeye devam eder. İşte bu çelişki, toksik aşkın en can alıcı noktasıdır.
Hepimizin çevresinde şu cümleleri kuran biri olmuştur ya da belki bizzat kendimiz kurmuşuzdur:
“Bana iyi gelmiyor ama onsuz da yapamıyorum.”
“Çok üzülüyorum ama onu sevmekten vazgeçemiyorum.”
“Beni kırıyor ama değişecek diye umuyorum.”